18 Nisan 2013 Perşembe

Çişim geldi

        Ben kendimi bildim bileli kadın-erkek kalıplarına karşı çıkarım. Mesela küçükken erkekleri çok kıskanırdım ayakta işedikleri için. Nasıl bir rahatlık, nasıl bir mutluluk o öyle. Çıkar ve işe. Bu kadar. Oysa kadınlar için... Uygun ve temiz ortam bul, pantolon varsa düzgünce indir, toplu tut, düşmesin, kirlenmesin, etek varsa topla allah topla. Yok arkadan sarkmasın da kirlenmesin onunla uğraş. İlkokulda birkaç kere eteğimi kirletmişliğim vardır benim öyle. Allahtan kafam çalışıyormuş hemen ters eteğimi çevirip kirlenen kısmı öne getirirdim de su sıçramış(!) gibi yapardım. Tabi bir de eteğimizin lacivert olmasının verdiği avantaj da var. Neyse, konuyu dağıtmayalım. Kadınlar ve erkeklerin fizyolojik farklarından dolayı varolan işeme zorluğu konumuz.

        Bu sebeple ben çok nadir su içerim. İllet yani dışarıda işemek. Yok temiz tuvaletleri tespit et, yanında ıslak mendil ya da selpak taşı (erkekler ne zannediyor acaba, her kızın çantasında selpak bulunmasının sebebini...), git klozetin üzerine peçete döşe (yani hiç oturmamak isterim ama öyle yukarıdan da olmuyor ne yapayım...) sonra binbir zahmet orama burama açıkta bir yer değmesin diye otur, temizlen, geri kalk pantolon topla, üst baş düzelt. Elini yıka ama kurutama, o vuuvvvv diye el kurutan(!) makinenin önünde dikil 34687 saat. İşkence yeminlen. Yani erkekler öyle mi? Don çıkarmasına bile gerek yok adamların, pisuvara yaklaş, fermuarı aç, donların önünde delik var oradan salla hacım, ooh. 30 saniyede işe. Ben bu yüzden kıskanırım erkekleri, isterim ki benim de pipim olsun, ben de işeyivereyim ayakta. Ama ne yaparsın...

        Neyse bu su içmeme olayı benim vücuduma hiç yaramıyor tabi, sivilceler falan. Kurtulamıyorum. Bir de alışmışım artık aklıma bile gelmez benim su içmek. Çok nadir, sabah kahvaltıda susarım. Bunu düzeltmek adına bazı çabalarım yok değil, kendini zorlamak gibi. Ama olmuyor. Günde 1 lt su içersem şanslı sayıyorum kendimi. Fakat dün gece bir hal geldi başıma. Birkaç gün önce kızlarla konuşmuştuk, şu menstural döngü, adet günleri, ya ne zamanmış bu yumurtlama falan diye. Bir aplikasyon var, bunun takvimini tutmak için, bir
de senin yerine ortalamasını alıp gününü falan hesaplıyor, güzel bir şey. Ben de ajandadan tutuyordum, işte hesaplıyordum, sayıyordum falan, teyzeler gibi, komikti halim. Gerçi teyze olunca da günü mü tutulur, menapozu geçirmiş kadınlara mı teyze diyoruz sadece? Ay, neyse... Dün gecenin bir yarısı bunu arıyordum, ararken de sana su içmeyi hatırlatacak bir başka aplikasyon buldum. Allahım ne güzel bir şeymiş o öyle, resmen 2 lt su içtim bugün. Kilonu yazıyorsun, o senin günlük içmen gereken su miktarını hesaplıyor. Sen su içtikçe kaydediyorsun, işte bir bardak içtim, bir şişe içtim diye. Sen kayıt girmezsen düzenli aralıklarla sana su içmeni hatırlatan bildirimler gönderiyor. Bu bildirimlerin başlangıç ve bitiş saatlerini ayarlıyorsun, bir de senin yerine takvim tutuyor. Çok mutluyum, heyecanlıyım. Evet, ne var, küçük şeylerle çok mutlu oluyorum, heyecanlanıyorum. Zaten yeteri kadar derdim var, işim yok gücüm yok, egzama da çıkarttım bir o eksikmiş gibi... Neyse işte, sonuç olarak bu iş zor iş, kadınların işemesi. Sokaklarda.

        Ya insaf en kötü ihtimal çıkarıp kuytu köşeye işiyor adamlar... Bu arada biliyorum öyle kadınların ayakta işemesine yarayacak şeyler var. Pek çekici değiller, ben klozetlere peçete döşemeye devam ederim artık, başa gelen çekilir. Kızdım bak yine, bir adet pipim olaydı durum nasıl olurdu acaba diye merak etmelerdeyim... Tabi bir de penis ile beynin yer değiştirmesi, adamın çüküyle düşünmesi diye bir durum var ama ona sonra değineceğim :) şimdilik bu kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder